Kitabı okurken nedense başkaraktere gereksiz sinirlendim
"Yaşlı başlı adamsın, senin neyine tek başına koca okyanusta balık avına çıkmak?" deyip durdum jdjsjsj
Başına gelenleri okudukça hak etti sanki bunları diye acımazsızca yaklaştım bayağı.
Kitabın son sayfasını da okuyup kapağı kapatınca "neydi bu şimdi?" diye düşündüm biraz.
Sonradan dank etti...
O yaşlı adamın bu dünyadaki en büyük tutkusuydu balıkçılık. Aklına koyduğu o büyük balığı yakalayıp huzura erecekti. Hedefini gerçekleştirmek uğruna tüm zorlukları göze alıp çıkmıştı yola. Sanki bilmiyor muydu okyanusta günlerce aç-susuz ve köpek balıkları tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını, tabii ki biliyordu. Tüm bunları göze almıştı. Kendine güvendi. Sonuç ne olursa olsun, o yola çıkmayı tercih etti. Çünkü sürecin sonunda "ben elimden geleni yaptım" diyecekti.
Zaten insanın vicdanını en çok, elinden geleni yapmış olmak rahatlatmaz mıydı...
Bir farkına varış kitabı, tavsiyedir okuyun...